2023 Eğitim Vizyonunun Felsefesi Önemli

30.12.2018 235

Millî Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk, 2023 Eğitim Vizyonu Tanıtım Toplantısı’nın ardından, üç yılda ulaşacakları yerin aslında sistemin genel bir şekilde raya oturması ve artık bunun üzerinden iyileştirmelerin hızlanması olduğunu kaydetti.

 

Bakanımız Selçuk, Anadolu Ajansı Editör Masası’ndabu çerçevede ortaokuldan liseye ve üniversiteye geçerken uygulanacak sınav sistemi, okullar arasındaki başarı farkının azaltılması, Öğretmenlik Meslek Kanunu, geri kalmış bölgelerde çalışan öğretmenlere yönelik teşvik sistemi, teneffüsler, Tasarım-Beceri Atölyeleri, okul öncesi eğitim,  ilkokula başlama yaşı, dataların analizi ve yorumlanması, sözleşmeli öğretmenlik, liselerde alan seçimi, mesleki ve teknik eğitim, alan seçiminin 9. sınıftan başlaması, 12. sınıfların programının değişmesi, yabancı dil eğitimi, okul yönetimi, okul kantinleri, özel öğretim kurumları başta olmak üzere pek çok konuda önemli açıklamalarda bulundu.

 

Millî Eğitim Bakanımız Selçuk, yetiştirmek istediğimiz insan profilini ortaya koymadan ve Türkiye’nin eğitimde ihtiyacı olan paradigmayı belirlemeden ruhu, istikameti ve gayesi olan bir eğitim sistemi kurmanın zor olduğunu hatırlattı. Bunun için de önce insanı gündeme almak gerektiğini vurguladı. Bakanımız Selçuk, Türkiye’nin eğitim meselesini bir hal yoluna koyduklarında işlerinin bitmediğini, asıl işlerinin o zaman başlayacağına işaret ederek, “Mecazi olarak bir şekilde yoğun bakımdan çıkalım, sonra artık nekahet döneminde iyileşme başlasın, dünya ile mücadele etme imkânımız doğsun.” diye konuştu.

 

Bütünsel Bir Yaklaşım Ortaya Koyduk

 

Eğitimde başarılı görülen her değişim, dönüşüm ve reform girişiminin altında sağlam felsefi yaklaşımların bulunduğunu vurgulayan Selçuk, şu ifadeleri kullandı: “Birkaç küçük fark var aslında bu yapılan işle ilgili. Bunlardan bir tanesi ilk kez felsefesiyle, teorisiyle, yöntemiyle ve tekniğiyle bütünsel bir sistem yaklaşımı içerisinde bir sistemin, bütün alt sistem bileşenlerinin eş zamanlı olarak dönüştürülmesi hedefleniyor burada. Yani ‘biz Türkiye´nin sınav sistemiyle ilgili şunu yapacağız, öğretmenlerin özlük haklarıyla ilgili şunu yapacağız ya da müfredatla ilgili şunu yapacağız’ değil. Bir sistemin bütünsel dönüşümüyle ilgili bir mesele var. Bu bakımdan değerli…

 

İkincisi şu; biz bunu yaparken ‘bugün düşündük, yarın şu değişikliği yapıyoruz’ demeyeceğiz. Ne diyeceğiz? Diyoruz ki, biz şu kadar sene içerisinde olgunlaşacak bir fidandan söz ediyoruz. ‘Hemen bir şey yapmak mümkün değil. Lütfen zaman tanıyın’ diyoruz. Eğer hemen bir şey yaparsak, bulduğumuz çözümler geleceğin sorunları olacak. O yüzden hemen bir şey yapmamak lazım. Bir şey yapmaktan çok, neyi yapmayacağımızın üzerine odaklanmamız lazım.”

 

Mesele Sistemi Ölçmek, İyileştirmek

 

Asıl meselinin sistemin tasarlanması olduğunun altını çizen Bakanımız Selçuk, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’de çocukların zekâsıyla ilgili bir sorun mu var? Böyle bir sorunumuz yok. Mesele ne? Bu çocuk başka bir ülkede olsa, diyelim ki tırnak içinde gelişmiş denilen ülkeler var, o ülkelerde bu çocuklar okusalar, bir problemimiz mi var? Hayır. Mesele, çocuğu ölçmek değil, biz eğitim fakültesinde ölçüyor muyuz, profesörü ölçüyor muyuz, ana babayı ölçüyor muyuz? Hiç kimseyi ölçmüyoruz. Niye sadece gücümüz çocuğa yetiyor?

 

Mesele sistemi ölçmek, iyileştirmek, mesele öğretmenimizin niteliğine katkı sağlamak… Her ülkenin eğitim sisteminin kalitesi, öğretmeninin kalitesini aşamaz. Dolayısıyla biz öğretmene hiçbir yatırım yapmadan, hiçbir katkı sağlamadan, onlara destek olmadan onlardan beklersek bu çok adil olmaz.”

 

Bakanımız Selçuk, müfredat ve pilot uygulamalarla ilgili sürecin adım adım, veri analizine dayalı bir şekilde hayata geçirileceğini vurguladı.